İLGİ-BİLGİ

İlgi, bilgiyi besler.
Bilginin yolu imana da şüpheye de çıkabilir.
İmana çıkan bilgiye îkan = kesin = şeksiz-şüphesiz bilgi (= iman ya da felsefî tabirle indiyye); şüpheye çıkan bilgiye zan = kuşku (= inâdiyye ya da felsefî tabirle sofistaiyye = şüphecilik) denir.
İlginin bilgi olması, kişiyi “tatmin = mutlu” etmez. Şüphede kalan bilgi, insanı rahatsız eder. (= İmana ulaşmayan, imanla buluşmayan bilgi, insana huzur vermez.)
“ve men yü’min billâhi yehdi kalbeh...” = Kim, Allah’a (= varlığından şüphe etmediği Bir’ine) inanırsa, (ancak o zaman, onun) kalbi hidâyete (huzura) kavuşur.
İmanı bulamayan birinin kalbi (aklı ve gönlü) deli danalar gibidir; nerede karar kılacağını, nerede duracağını bilemez!.
Şüphe ile ilgi; ilgi ile bilgi arasındaki ilişki, düşünceyi besler (ama), iman olmazsa düşünce insanı yorar; düşüncesiz iman (= imansız düşünce ve bilgi) dogmatizm ve radikalizm üretir. İman, kesin bilinemeyen ‘bilgi’! olmasına rağmen, içinde aslâ şüphe barındırmaz, her bilgi onu güçlendirir.
İlginin Arapçası alaqa = alâkadır, bağ-bağlantı kurmadır. Bişeyin bişeyle ilgisi kurulmadan düşünme (düşünce = bilgi) olmaz/oluşmaz. Düşüncenin tutarlılığı ve sağlamlığı, ilgi (alâka) kurulan şeyler arasındaki nispete bağlıdır. İki veya daha çok şey arasındaki nispet = münasebet (= ilişki/ler), “değişmez ve sağlam bir temele” (değere = asla) dayanmazsa, “bilgide kesinlik”! sağlanamaz!.
“Bilgide kesinliği”! iman sağlar. 
İnsan, önce şeyler arasında fizik/î ilgiyi (= bağı-bağlantıyı) kurar; sonra da aşama aşama metafizik bağlantıya geçer; en büyük metafizik bağlantı Tanrı ile kurulur.
“ikra! bismi Rabbikellezî halaq. Halaqal insâne min alaq.” (96/1-2)
Alâka kura kura yaratmaya, yaratmadan da Rabbine git. Buna kendinde/n başla. Parmağınla elinin, elinle kolunun, kolunla bedeninin; bedeninle dilinin, nefesinle nefsinin, bugünle geçmişinin, ... duyularınla duygularının, duygularınla düşüncenin, kendinle Rabbinin ilgisini (= ilişkisini, alâkasını) kur! = oku!...da Rabbini bul!.
Rabbini bulamazsan bunca okumaların boştur = meyvesi alınamayan boş bir emektir, bilgi sarhoşluğudur. = Bilgi ile kafayı bulmadır, kafadan kalbe inmeyen bilgi, insana huzur vermez. Kalbe inen bilgi ise nurdur. O nur ne kadar “çoksa”!, o kalp o kadar huzurludur, mutludur.
“Allah, göklerin ve yerin nurudur...”
İlgi-lenmek
İlgilenmek, ilgilenilen şeye yüzünü dönmektir...
İnsan, bi çoook şeyle ilgilenir...
Biçook şeyi bişeyle ilgilendirirse, ilgilendirdiği şey, o kişinin Tanrı’sıdır.
O şeyi Mükemmel bilirse, her şeyle, her şeyde O’na yönelir, her şeyin yüzünü O’na çevirmeye gayret eder.
“fevelli vecheke şatral mescid-il haram...” Mescid-i Haram, fizik merkezdir = yöndür = kıbledir. Fizik de Metafizikle ilgilidir. Namaz kılmak, Rable ilgilenmek, Rabbe yönelmektir; Rable bağ-bağlantı kurmaktır. Namazı terk etmek, Rable bağlantıyı kesmektir. Her namaz kılan, bu bağlantıdan aynı “kalitede veriyi ve hazzı” alamaz!.
Şüphe
Şüphe, kişinin kendi de dahil, bildiği şeye, dolayısıyla da bilgisine duyduğu kuşku ve kesin bilginin yokluğudur. İman olmayınca, şüphe ile bilgi beraber yürür. Düşünme, çoğu zaman kişinin bildiğinden şüphe duymasıdır, zandır, sanıdır, doxadır. Düşünce, “bişeyde”! karar kılarsa ya da o şey, düşünene güven vermeye başlarsa, kişi iman yoluna girer ama her iman, güveni garanti etmez. Güvenilen de mü’min = güvenilir olmalı, değişmemeli, dönüşmemeli, başkalaşmamalıdır. Bu şartları sağlayan, sadece Allah’tır. Allah, El-Mü’min’dir, El-Hüheymin’dir, Es-Samed’dir... leHû-l Esmâ-ül Hüsnâ = En güzel isimler O’nundur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET