Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İMAN - AMEL İLİŞKİSİ

Vita Activa - Vita Contemplativa. Amel-Eylem Yaşamı - Düşünce Yaşamı. Pratik Yaşam - Teorik Yaşam. Esasında bu iki yaşam (= iman ile amel), birbirinden ayrıl/a/maz. Bu, ruh ile beden gibidir. İman, ameli; amel, imanı tamamlar. İman, amelin özü/çekirdeği; amel, imanın meyvesidir. Öz (= iman), “çürük” olursa; meyve (= amel) “bozuk” olur. Meyvenin tadı (= lezzeti), özden, özün gücünden (= imandan) gelir. Ruhu, bedenden (= bedeni, ruhtan) ayırırsak, “ölüm” gerçekleşir. Bedenin her eylemi, ruhun emri/eseridir. Ruhta, akıl (= düşünce), arzu/istek ve irade yüklüdür. Elma/nın özü (= çekirdeği), elma olmayı ister. Düşünce (= fikir) adamı, eylem (= aksiyon) adamı kategorileri, insandaki iman (= düşünce) ile ameli (= eylemi) birbirinden ayırmanın = insanı ikiye bölmenin sonucudur. Bu, düşünce (= fikir) adamında eylemi; eylem (= aksiyon) adamında düşünceyi yok var saymaktır. Bu, bu çağın “uzmanlık hastalığının” bir ürünüdür. Eylem, eylem için yapılmaz; eylemin (= amelin) bir amacı/ereği olmalıdır;...

ZEİTGEİST

Zeitgeist, zamanın ruhu; zamana (= çağa) hükmeden düşünce ve duygu demek. Bugün zamanın ruhu ne?!. Tek kelimeyle haksız kazanç, sömürü. Ben zeitgeistten değil, zamandan söz etmeyi sürdüreceğim; zeitgeisti başka bir zamana erteliyorum.  Zaman, V/varlığın “ruhudur”!. Ünlü Alman filozofu Martin Heiddegger’in baş yapıtı Varlık ve Zaman’dır. (= Sein und Zeit). Burada Varlık Zaman’dan, ve/und bağlacı ile ayrılmış; Varlık, Zaman’ın önüne geçmiştir. Heiddegger, bir Varlık filozofudur. Ama bana göre varlığı, hele de Büyük Varlık’ı çok iyi/doğru anlayamamış ve bize iyi/doğru aktaramamıştır. (Küçük v ile yazdığım varlık, yaratılanlara; büyük V ile yazdığım Varlık, Yaratan’a karşılık olarak kullanılmıştır.) Antrparantez, yeri gelmişken söyleyeyim, aklınıza şöyle bir düşünce düşebilir : Senin titrin ne; etin ne budun ne de; (= sen kimsin de) koca Heiddegger’i eleştirebiliyorsun?!. Evet ben, bir felsefe prof.’u değilim ama “cüretkâr”! biriyim; siz bunu lütfen “küstahlık” olarak algılamayın. Niye...